Sağlık Köşesi

  • 13 Mart 2017

    Sigaranın Zararları

    Sigara içen kişiler kendilerine zarar verdikleri gibi çevrelerinde bulunan kişilerede zarar verir. Bunlara pasif içici denir.

    Sigaranın vücuttaki tüm doku ve organlara sayılamayacak kadar çok zararı vardır.   

    Tütün içinde bulunan Karbonmonoksit,  Nikotin,  Katran gibi zararlı maddeler akciğer kanseri başta olmak üzere,  solunum sistemi hastalıklarından olan bronşit ve amfizeme gibi hastalıklara neden olur. İçilen her sigara sizi kansere bir adım daha yaklaştırır. Sigara içenlerde akciğerlerin doğal savunma sistemi bozulur ve buda enfeksiyon kapma riskini artırır

    Sigarada bulunan Karbonmonoksitin kandaki oksijeni yok etmesiyle damarlarda kolestrol depolanır ve bunun neticesinde kalp krizi riski artar.

    Yemek borusu ve midede ülser, kanama ve kanser oluşumu artar.

    Pankreas kanseri riski fazlalaşır. Sigara içen erkeklerin içmeyenlere oranla daha fazla mesane kanserine yakalandıkları görülmektedir.

    Sigara içenlerin ellerinde ve parmaklarında sararmalar ve tırnaklarında kırılmalar görülmektedir.

    Sigara kol ve bacak damarlarında çeşitli hastalıklara neden olur. Özellikle, damarlardaki tıkanıklık nedeniyle ancak organların kesilmesiyle tedavi edilebilen (Burger) hastalığı oluşur.

    Ağız kokusu, diş ve diş eti hastalıkları, diş kaybı ve tat alma duyusunda bozulmalar görülür.

    Beyin hücrelerinin ölümüne ve hafıza zayıflığına(Alzheimer) sebep olur.

    Koku alma duygusu azalır.

    Sigara içen bayanlarda rahim ve yumurtalık kısırlığı, erken menopoz ve rahim kanseri gibi tehlikeler görülür.

    Gözlerde katarakt ya da körlük meydana gelebilir.

     Vücutta yorgunluk, ruhsal  gerilim, aşırı stres ve uykusuzluk görülür.

    Cinsel organlarda iktidarsızlık, ereksiyonda azalma ve döllenme yetersizliği meydana gelir.

     Vücuttaki insülin salgılama yeteneğini azaltarak şeker hastalığına sebep olur.

    Sigara, deri yapısının bozulmasına ve kırışıklıklara yol açar. Bunun yanında sigara içenlerin yaraları çok daha zor iyileşir. Bazen ameliyat sonrası yaraların iyileşmediği görülür.

    Bu bilinen gerçekleri göz önünde tutarak daha duyarlı olmaya çalışmalıyız. Yeni nesle iyi örnek olup eğiterek onları büyük bir problem haline gelen bu ölümcül alışkanlıktan korumalıyız.

    Dr. Hasan Topal

    Başhekim

    Kulak Burun Boğaz Uzmanı