Kilo vermek ve verilen kiloları korumakla ilgili bazı önerilerde bulunmadan önce özellikle yeterli ve dengeli beslenmenin önemini bir kez daha vurgulamak isterim!
Besin öğeleri, organizmanın gereksinim duyduğu miktarlarda alınmaz veya alınamaz ise 'yetersiz beslenme' olarak tanımlanır. Yetersiz beslenmede vücudun çalışma düzeni bozulur.
Besin öğelerinin bir veya birkaçının gereğinden az diğerlerinin ise gereğinden fazla tüketimi 'dengesiz beslenme' olarak isimlendirilir. Gereğinden fazla tüketilen besin öğeleri genellikle enerji içeriği yüksek olan yağlar ve şeker içeriği yüksek olan karbonhidrat kaynağı besinler olduğundan vücutta yağ dokusu olarak birikerek ŞİŞMANLIĞA neden olurlar.
Vücut ağırlığının dengesi, alınan enerjinin harcana enerjiye eşit olması ile sağlanır.
Eğer kilo probleminiz varsa ve diyet yapacaksanız mutlaka bir diyetisyen kontrolünde ve size özgü hazırlanan bir yeterli ve dengeli beslenme programı ile kilo vermeye çalışın!
DİKKAT! Diyet programı kişiye özeldir ve ortak bir diyet oluşturulamaz! Bireyin:
Tüm bunlar diyeti etkileyen faktörlerdir.
Beslenme eğitimi ve diyet tedavisi programına alınacak olan bireyde tedavinin başarısı, kişinin tedaviyi isteyerek kabul etmesine, tedavi programının yalnızca o kişiye özgü nitelikler içermesine, kişinin bilinçli ve sabırlı olmasına, diyetisyeni ile iletişimini devam ettirmesine bağlıdır.
Şişmanlığa sebep olabilen bazı hatalı davranışları özellikle vurgulamak isterim:
Peki bu hatalı davranışları düzeltmek ve sağlıklı zayıflayabilmek için nelere dikkat etmeliyiz!
Tüm bu önerilerin yanında tabiki fiziksel aktivitenin de önemi çok fazla. Spor yapmaya vaktim yok diyorsanız en azından günlük hareketlerinizi artırmaya çalışın. Örneğin kısa mesafeler için taşıt kullanmamaya dikkat edin, asansöre binmek yerine merdiveni kullanmayı tercih edin, hızlı tempoyla yürüyün.
Çevrenizdeki insanları da sizi birşeyler yemeye teşvik etmek yerine size destek olmaları konusunda ikna etmeye çalışın. Hatta onları da yeterli, dengeli ve sağlıklı beslenme konusunda teşvik etmeye çalışın.
Tüm bu önerilerin, bireysel farklılıklar göz önünde bulundurularak, bireylerin vazgeçemedikleri alışkanlıklar ve uymak zorunda oldukları çevresel etmenlere göre diyetisyenin kontrolünde kişilere uyarlanabileceğini unutmayın.
Sihirli diyet vaatlerine, hızlı kilo verdiren çok düşük kalorili diyet vaatlerine kanmayın! Haftada yarım veya bir kilo vermek idealdir. Böylece yağsız vücut kütlesi (kas kütlesi) daha az, yağ kütlesi daha fazla kaybedilecektir. Ayrıca piyasada bulunan ve sağlıkla hiç ilgisi olmayan, hiçbir sağlık veya beslenme eğitimi olmayan kişilerin ticari amaçlı sattığı ürünlere kanmayın! Özellikle protein içeriği çok yüksek olan hızlı zayıflama vaat eden ürünlerin olası zararlı etkileri göz ardı edilmemelidir. Bu ürünlerin kişilerde yanlış beslenme alışkanlıkları kazandırması ve yeme bozukluklarına yatkınlık oluşturup oluşturmayacağı net değildir. Obezite (şişmanlık) tekrarlama riski yüksek olan, uzun süreli bir beslenme tedavisi gerektiren, kronik bir durumdur. Bu nedenle zayıflama programı kişiye özel, bireyin benimseyip yaşam tarzı haline getirerek uygulayabileceği, yeterli ve dengeli beslenme alışkanlığı kazandırabilecek özellikte olmalıdır.
SONUÇ OLARAK:
SAĞLIĞIN KORUNARAK DEVAMI İÇİN YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEK BİR YAŞAM BİÇİMİ OLMALIDIR!
SAĞLIKLI ZAYIFLAMAK VE VÜCUT AĞIRLIĞINI DENGEDE TUTMAK İÇİN İLK KURAL DOĞRU BESLENME BİLGİSİNE SAHİP OLMAKTIR!
Uzman Diyetisyen
Hidayet AĞÖREN
Sigara içen kişiler kendilerine zarar verdikleri gibi çevrelerinde bulunan kişilerede zarar verir. Bunlara pasif içici denir.
Sigaranın vücuttaki tüm doku ve organlara sayılamayacak kadar çok zararı vardır.
Tütün içinde bulunan Karbonmonoksit, Nikotin, Katran gibi zararlı maddeler akciğer kanseri başta olmak üzere, solunum sistemi hastalıklarından olan bronşit ve amfizeme gibi hastalıklara neden olur. İçilen her sigara sizi kansere bir adım daha yaklaştırır. Sigara içenlerde akciğerlerin doğal savunma sistemi bozulur ve buda enfeksiyon kapma riskini artırır
Sigarada bulunan Karbonmonoksitin kandaki oksijeni yok etmesiyle damarlarda kolestrol depolanır ve bunun neticesinde kalp krizi riski artar.
Yemek borusu ve midede ülser, kanama ve kanser oluşumu artar.
Pankreas kanseri riski fazlalaşır. Sigara içen erkeklerin içmeyenlere oranla daha fazla mesane kanserine yakalandıkları görülmektedir.
Sigara içenlerin ellerinde ve parmaklarında sararmalar ve tırnaklarında kırılmalar görülmektedir.
Sigara kol ve bacak damarlarında çeşitli hastalıklara neden olur. Özellikle, damarlardaki tıkanıklık nedeniyle ancak organların kesilmesiyle tedavi edilebilen (Burger) hastalığı oluşur.
Ağız kokusu, diş ve diş eti hastalıkları, diş kaybı ve tat alma duyusunda bozulmalar görülür.
Beyin hücrelerinin ölümüne ve hafıza zayıflığına(Alzheimer) sebep olur.
Koku alma duygusu azalır.
Sigara içen bayanlarda rahim ve yumurtalık kısırlığı, erken menopoz ve rahim kanseri gibi tehlikeler görülür.
Gözlerde katarakt ya da körlük meydana gelebilir.
Vücutta yorgunluk, ruhsal gerilim, aşırı stres ve uykusuzluk görülür.
Cinsel organlarda iktidarsızlık, ereksiyonda azalma ve döllenme yetersizliği meydana gelir.
Vücuttaki insülin salgılama yeteneğini azaltarak şeker hastalığına sebep olur.
Sigara, deri yapısının bozulmasına ve kırışıklıklara yol açar. Bunun yanında sigara içenlerin yaraları çok daha zor iyileşir. Bazen ameliyat sonrası yaraların iyileşmediği görülür.
Bu bilinen gerçekleri göz önünde tutarak daha duyarlı olmaya çalışmalıyız. Yeni nesle iyi örnek olup eğiterek onları büyük bir problem haline gelen bu ölümcül alışkanlıktan korumalıyız.
Dr. Hasan Topal
Başhekim
Kulak Burun Boğaz Uzmanı